Doğada varlık bulan kimyasal beyin varlığı ise doğal bilinç alanında aşağıdaki özellikleri taşır:
A-Bir yapı sistemi olarak:
1-Bu yapı, kendi üzerine katlanmış çok sayıda yöntem tabakalarından oluşmuş ve en içte bir badem çekirdeği var.
2-Böyle bir oluşumun ilk önce kararlı olduğu varsayılsa da ona her yönden bakıldığında o kadar da kararlı ve stabil olmadığı açıkça anlaşılıyor.
3-Onun karmaşık yapısının kimyasal, biyolojik ve anatomik entegrasyon’ları onun kapasitesi ile ölçekli değil.
4-Böyle bir sistemin yanlışlanabilir olması akıl/mantık boyutlu uygulamalar alanına girmiyor.
5-Varlığını sinerji ile tamamlayan bu sistemin bütünlüğü, yapısöküm yönteminin bilimsel uygulama ve araştırma alanına uygunluk göstermiyor.
B-Psikolojik bir süreç olarak:
1-Hep distorsiyona meyilli, oldukça hassas dengede bir duruş hali var.Bundan dolayı zihinsel aktivitesi doğallığını değil ama çoğu zaman tehlikeli soyutlamalar şeklindeki faaliyetlerini temsil ediyor.
2-Tarihin ve geleceğin hiçbir döneminde ütopya (Thomas More) için uygun olmadı ve olmayacak.
3-“ben” ağırlıklı yapısının “ağırlık” etkisi ile bozulmuş olan dengesinin düzeltilmesi temel mantık şartı olarak hiçbir zaman kabul edilmeyecek.
4-Bu sisteme yüklenen psikolojik arızalar, onun geri besleme mekanizmasını ilaç ve terapi ile bulanıklaştırırarak tedavi edilemeyecek.
5-Gerçekte böyle bir sistemde ruh çatkısı, yanlızca canlılık anlamında olgusal bir örüntü olarak bulunuyor.
6-Sistemin bir kimyasal dengesi ve bir de mantık doğrultmacı var, bunların birbirlerine geçişleri ruhsallık anlamındaki çelişki olarak koyuluyor.
Erdoğan Merdemert
29 kasım 2011