Edebiyat Klasiklerine ve Seçkisine Dair Özet Bir Değerlendirme (Mustafa Özcan, 10 Ekim 2015)


Edebiyat Klasiklerine ve Seçkisine Dair Özet Bir Değerlendirme
Edebiyata, diğer başka yanlarının yanı sıra toplumun zamanın ruhunun değişimini anlatı estetiği ile alıcıya aktaran hümaniter alanın sanatsal bir etkinliği olarak dabakmak olanaklıdır. Bu açıdan bakıldığında edebiyatın ayni zamanda tarihsel olma niteliğini de içinde barındırdığı görülür.

Bu bakımdan evrensel düzeydeki sanatsallığı yüksek edebiyatı, değişik tarihsel evrelerdeki insanlık durumları için zamanın ruhunu yansıtmakta olan bir “Dünya Klasikleri” seçkisi, bir edebi yapıtlar zirve koleksiyonu (derlemi) olarak görmek olanaklıdır.

İşte yazın denen bu sanatsal alanı bu yanı ile biraz olsun ele alarak irdelemek istiyorum.

Klasikler, eskil (kadim) Yunan’da toplumsal sınıfı anlatan kökten gelerek Batı terminolojisi üzerinden neredeyse tüm dillere yerleşmiş “klâs” sözcüğünden türemiş bir terimdir. Hal böyle olunca, devresel olarak farklı yazınsal yapıt ulamlarının farklı zamanlarda ön plana çıkışının yazın tarihinde klasik yapıtlar olarak adlandırılmasına neden olmaktadır. Hatta klasik sözcüğünün çok daha alt kategorideki özgül gruplandırmalar için de kullanılmasının artık adetten olduğu görülmektedir.

Ancak klasik olarak nitelenecek yapıtların tek, tek seçimi her zaman tartışmalara konu olmuş bir durumdur. Bunun arkasında yatan nedense din, dil, etnisite, sınıf gibi kültürel farklılıklardan kaynaklanan durumların ortaya çıkardığı edebi ayrıklaşmadır. Ayrıca klasiklerin niceliği hususu da klasikler kapsamına girecek olanların durumunu etkilediğinden ayrıklaşmanın sınırları konusunun daha da tartışmalı olmasına yol açar.

Örneğin klasik türler yukarıda verilen din, dil, etnisite ve sınıf gibi dört kültürel kategoriye göre ayrımlanarak gruplandırılabildiği gibi ilaveten ulusal bağlam kategorisi ile edebiyat klasiklerinden söz etmek de artık olağanlaşmıştır.

Öte yandan edebiyat klasiklerinde derleme yapılması istendiğinde seçki işi seçici yazar veya yazar grubuna göre değişken olduğundan her zaman uğraşı verenlerin başını ağrıtır.

Tüm bu görüşler ve irdelemeler bir araya geldiğinde çoğu  kez “Dünya Klasikleri” başlığı ile verilen yazınsal yapıt derlemlerine ne denli kuşku ile bakılması gerektiğini tekraren vurgulamakta yarar görmekteyim.

Mustafa Özcan (10 Ekim 2015)


Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.