23 Nisan’da kutlanmayan bayram (Serdar Turgut – Habertürk, 25 Nisan 2015)

25 Nisan 2015 tarihinde Habertürk gazetesinde Sn. Serdar Turgut’un köşesinde yayınladığı makalesini aşağıda paylaşmak istiyorum. Kadıköy Düşünce Platformu blog sayfalarının ne kadar okunduğu ve oradaki bilgilerin ne kadar özümsenebildiği konusunda endişelerimizi bir şekilde haklı çıkaran bilgiler var. 
Buradan yola çıkarak belki de Kadıköy Düşünce Platformu olarak kendimizi ifade edip etkinliklerimizi duyurduğumuz internet ortamlarının yanı sıra, basılı yayınlar yaratma çabalarımızı arttırmamız gerekiyor.

Ümit Ersöz
                                                                       ***
23 Nisan’da kutlanmayan bayram
23 Nisan günü Türkiye’de kutlanmayan bir ikinci bayram daha vardı.
Bu ikincisinin kutlanmadığının hemen hemen kimse farkında olmadı; birincisinin ise eskiden olduğu gibi kutlanmaması, Türkiye’nin en azından bir bölümünü hayli üzdü.
Kimsenin farkında olmadığı bayram, “Dünya Kitap Günü”ydü.
UNESCO tarafından ilan edilen Kitap Günü, gerçi dünyada da pek hatırlanmadı, yani sorun bir tek Türkiye’de değil.
Bu bayramın hatırlanmaması üzücü ama doğal; çünkü çağımız, beyinlerimizin değiştiği ve okumanın unutulduğu bir çağ.
Dijital devrim ve internetle birlikte insan beynine darbe üstüne darbe vuruluyor.
Bunlarla yaşayanlar çok hızlı, çevik ve zeki olduklarını zannederken aslında korkunç biçimde kültürsüzleşiyorlar. Çünkü beyinleri artık okuyamıyor.
Bunun bilimsel nedenlerini “Yeni Medya” adlı kitabımda uzun uzun anlattım; burada argümanı sadece özetleyebilirim.
Basitçe internete bakma alışkanlığı, insan beyninin okuma alışkanlığını öldürüyor.
Beynin böyle uyum sağlamak için değişme gücü var.
Bazen bu değişim çok önemli ve yararlı sonuçlar verse de bazen bugün olduğu gibi okumayı da unutturabiliyor.
İnternete baka baka okumayı unutan beyinler, sadece bakmaya alışıyorlar.
O da üzücü düzeyde bir bakma eylemi.
Kendi kitabımdan alıntılıyorum:
İnsanlar ekrana bakarken uluslararası karşılaştırmalı bir araştırma yapılmış. Araştırmanın sonucuna göre insanlar önlerinde açılan her ekrana en fazla ortalama 19 ile 27 saniye bakıyorlarmış.
Ülkelere göre dökümde Almanlar ve Kanadalılar her ekran sayfasına 20 saniye, İngilizler 21 saniye, Hintliler ve Avustralyalılar 24 saniye, Fransızlar ise 25 saniye ayırabiliyorlarmış.
Hiçbir beynin bundan fazlasına sabrı ve buna yeteneği de yok artık.
İşin ilginç tarafı, bu rakamlar içinde bol fotoğraf bulunan sayfalara ayrılan süreler.
Sadece yazıdan oluşan sayfalar açıldığında bu süreler çok daha düşüyor.
Çünkü sadece yazı söz konusu olduğunda beyin çok daha hızlı bakıyor ve sayfayı daha hızla kapattırıyor.
Bu vahim durumun sonunda ne oluyor biliyor musunuz?
Yapılan diğer bir araştırmaya göre, okuyucu ekrana konulan her ilave 100 kelimeye sadece 4.4 saniye (yanlış okumayın diye yazıyorum, 4 nokta 4 saniye) ayırabiliyormuş.
Ama şu da biliniyor…
En deneyimli ve hızlı okuyucular bile 4.4 saniyede sadece 18 kelime okuyabiliyorlar.
Yani internet okuyucusunun bu sürede 100 kelime okumasına imkân yok; onlar sadece bakmakla yetiniyorlar ve sayfayı okumadan kapatıyorlar.
Bir zamanlar Woody Allen’ın yaptığı esprideki insanların çoğunlukta olduğu bir dünyadayız artık.
Allen, ‘Hızlı okuma dersi aldım, artık hızlı okuyabiliyorum. Bu yöntemle Savaş ve Barış’ı hızla okudum. Konusu hakkında sadece şunu söyleyebilirim: Konu Rusya’da geçiyor’ demiş.”
Evet 21’inci yüzyıl, okuma açısından son derece trajik bir durumda.
Bu yüzden 23 Nisan’ın Dünya Kitap Günü, dolayısıyla okuma bayramı olması aslında şaka gibi bir şey.”
Serdar Turgut – Habertürk (25 Nisan 2015)



Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.